25 Şubat 2013 Pazartesi

Ben kimim? Sen kimsin?


Şu iki cümle yahut şu iki soru çok şey ifade ediyor zannımca. Sık sık tekrarlanması gereken, insanın nefsine ve ayna karşısındaki yansımasına soracağı en önemli sorudur. Neden mi? Bazen kendimizden bihaber farklı eylemlerin altına giriyor, sonunda pişman olabileceğimiz davranışlar içine bulunuyor ve elbet, öncesinde de bilindiği gibi pişman oluyoruz. Ön yargılı, yaftalı, tutarsız düşünüyoruz.
Ne yanlış...

Bir anlık sinirle insanları kırarak, Hümanizm denen büyük bir değeri ezip geçtiğimizi ve karşımızdaki insanda büyüklü küçüklü yıkımlar yarattığımızı da unutmamalıyız vesselam. Bu kadar hafife almamalıyız insani değerleri. Yok saymamalıyız. Dünyada, bizzat Türkiye'de bu denli Faşist, bu denli insanlık dışı ve bu denli egoist insanlar varken ve insanı önemseyen, insani değerleri umur çerçevesine alan birçok insanoğlu; en azından kendi üzerinden başlayarak bu yanlış gidişe dur demeli.
Aksi, büyük bir uçurumdur nihayetinde...

Kısa ve özdür tema. Ne kıralım attığı her saniye kutsal olan kalpleri, ne kırılmasına izin verelim bizi her saniye bir kademe ileri götüren kıymetli kalbimizi....
Hırsa gölüne değil hoşgörü okyanusuna düşelim, varsın yüzme bilmeyelim.
Atmaya çalıştığımız her bir kulaç, bir takdir olarak dönecektir bize; ahir ömrümüzde...

Sevgi, ve hoşgörüyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder