16 Aralık 2012 Pazar

Az biraz şiirlerden.

Aşkın hecelemesi ya bir kitaptadır, uzun uzun, mısra mısra anlatılır,
Ya da bir gemici düğümündedir, bir daha ayrılmamacasına, sımsıkı bağlanır.

Sevgiye, sevdaya yapılan bir misilleme, ya fantastik bir kavramdır uykusuzluk düşlerinde,
Ya da gökten elmanın düşmesidir, beklenmedik bir anda Adem'in yahut Havva'nın üstüne.

Birdenbire karşına çıkması aşkın, tesadüf veya mucize midir Tanrının lehçesinde,
Her şeyden ziyade, umut avuçlamak mıdır, karanlıklar üstünde can atan bir yıkım bahçesinde.

Umutların tükenmesi, yanan sigara külünün düşmesi midir, beklenmeden, anice,
Yoksa bir göz yanılması mıdır, korneanın sabahladığı simsiyah gözbebeğinde.

Kader gemisinin usulca limana yanaşması, perdelerin aralanmasının gizli bir habercisi midir sence?
Aksine, bir kuş yavrusunun göçmesi midir, umduğunu bulamadığı şehirden, badireler şehrine...

Şanssızlık dedikleri, gökteki bir uçağın düşüp de açtığı çukura alması mıdır seni de,
Tam tersine, sömürgeci bir pisliğin duygularını alıp da satması mıdır, geçim derdine...

Deniz dalgasının vurması kıyıya, bir öfke patlaması mıdır doğanın, güzelliklerin kirletilmesine,
Tam tersine, içine kapanık bir çocuğun ağlamaları mıdır, sonsuzluğa akıp giden duygu 'sel'inde.

Nihayetinde; gevelenmeden, dolandırılmadan yansıtılan duygu, ya bir şairin sözlerindedir, ya da bir âmânın gözlerinde...
Hepsinden ziyade, bir şairin kalemindedir belki de. 

Tertemiz, jilet gibi kağıdı yıpratan, o keskin özleminde...

"Buğra DEMİRTAŞ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder