19 Ocak 2013 Cumartesi

Hak edemediklerimiz...



Milyonlarca ırkçı insan tarafından ayıplanan Ahmet Kaya dinleme eylemi, bizim utanacağımız bir şey değildir. Başlıca sanat, utanılacak bir şey değildir. Şayet bu mevzuda utanması gereken birileri varsa, onlar da Ahmet Kaya'yı bu ülkede tutamayanlardır. O artık yok, bir daha olmayacak; arkasından gelenler de bazı hainler tarafından engellenecektir. Artık mutlu ve vatan hainlerinden(!) arınmış bir ülkede yaşayabilirsiniz. Gerçek vatan hainlerinin farkına dahi varmadan... Sanatı, canını kurtarır gibi yapan bir adamı avcumuzun, hatta gönlümüzün içinden kaçırdıysak eğer, bu bizim hiçbir şeyi hak etmediğimizin göstergesidir ne yazık ki... 

Unutanlara;

"Ben vatan haini değilim. Bu ülkedeki tüm vatandaşların, dünyadaki tüm insanların barış ve kardeşliğinden yanayım."
"Tek bir şey diliyorum. Eğer ölürsem, bana bu ülkeyi böldü, vatan hainiydi demesinler."
"Ben çok üşüyorum. Sorun yorgansız oluşum sorunu değil. Sorun kalorifer sorunu da değil. Ben, vatansızlıktan üşüyorum!"

Bu lafları fırsat bulduğunda söyleyen ve tarihin yüklediği misyonu(kendi söylediğine göre) yerine getirmeye çalışan, barış için, kardeşlik için direnen bir insana böyle büyük acıları yaşatmak ciddi anlamda sanatı öldürmekle eşdeğerdir. 


Sadece Ahmet Kaya değil... Niceleri var. Bölücü olarak ilan edilen kimler var kimler... Nazım Hikmet RAN, Yusuf Hayaloğlu. Sanatının peşinde iki insan.  Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan. Davasının peşindeki üç fidan. Yılmaz Güney, Kazım Koyuncu ve niceleri... Bu adamlar, bu adamların hepsi tek dava peşindeydi. Milletimiz mutlu olsun. Milletimiz gözünü açsın. Gizliden gizliye sömürülmeyelim, faşizmden uzak kalalım, gizli silahlardan arınalım, mutluluğu kovalayalım, huzurlu olalım dediler, bütünlük peşindelerdi.  Hatırlayamadıklarımdan milyonlarca kez özür diliyor, önlerinde saygıyla eğiliyorum.


Sonuç olarak, biz hiçbir şeyi hak etmiyoruz. Bu insanlara hak ettikleri değeri vermeyerek, aramızdan atarak; emeklerini hiçe sayarak, onları görmezden gelerek hem mazimize, hem de yaşadığımız bayrak altındaki bu toprağa çok büyük saygısızlık ediyoruz... Ruhunuz şad olsun efendiler. Ruhunuz şad olsun üstadlar. Ruhunuz şad olsun sanat ve dava adamları. Biz sizi hak edemedik. Lâkin umarım üzerinde yattığınız o toprak parçaları değerinizi bolca bilirler. Bizden size selam olsun!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder